Mülkiye Kamuoyuna


Değerli Mülkiyeliler,

Derneğimizin 43. olağan genel kurulunun üzerinden bir aydan uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen ne Kazan A.Ş.  konusunda ne de diğer konularda hiçbir olumlu gelişme sağlanamamıştır. Yeni yönetim seçimlerden önce yaptığı sözlü ve yazılı açıklamaları unutmuş görünmektedir.

17 Nisan 2012 tarihli T. Ticaret Sicili Gazetesinden edindiğimiz bilgilere göre Kazan A.Ş.’nin genel kurul toplantısı 8 Nisan 2012 tarihinde gerçekleştirilmiş, ancak Mülkiye kamuoyuna konuyla ilgili olarak hiçbir açıklama yapılmamıştır.

Şirketin son iki yıllık faaliyet sonuçları, bilanço ve mali tabloları bir an önce ilan edilmelidir.

Edindiğimiz bilgilere göre Şirket’in genel müdürü tarafından, tam da 1 Mayıs arifesinde uzun yıllardır Mülkiyeliler Birliğine emek veren iki çalışanımızın işlerine son verilmiştir. Kuşkusuz çalışanlarla ilgili bazı kararlar alınabilir. Ancak, bu işe, geçtiğimiz iki yıl boyunca Mülkiyeliler Birliği Başkanına, Dernek ve Vakıf yöneticilerine olmadık küfür ve hakaretler eden, Şirketle ilgili küçük bir eleştiri yazdığı için Mülkiyeli bir kadın arkadaşımızı ahlaksızca ifadeler kullanarak tehdit eden Şirket Müdüründen başlamak, öncelikle bu kişinin görevine son vermek gerekmez mi?

Kazan A.Ş., bu müdürün idaresinde nasıl bir başarı sağlamıştır ki, yüksek ücretler ödenerek kendisiyle çalışılmaya devam edilmektedir?

En küçük bir hata yaptıklarında Şirket çalışanlarını sürekli olarak azarlayan ve işten atmakla tehdit eden bu müdür değil mi?

Geçtiğimiz iki yıl boyunca Mülkiyeliler Birliği Başkanına, Dernek ve Vakıf yöneticilerine olmadık küfür ve hakaretler eden bu kişinin hâlâ Kazan A.Ş.’nde çalışıyor olması Mülkiyelilere yakışıyor mu?

Önceki yönetimi kavgacı olmakla eleştiren ve Mülkiyeliler Birliği'nde barış ve huzur ortamı tesis edeceğini ileri süren yeni yönetim, barış ve huzur ortamını bu kişilerle mi sağlayacak?

Mülkiyeliler Birliğinde 2010 -2011 yıllarında hepimizin şikayetçi olduğu olumsuz ortamın yaratılmasında çok büyük sorumluluğu olan işletme müdürü görevine devam ederken iki çalışanımızın işlerine niçin son verildiği Mülkiye kamuoyuna açıklanmalıdır.

Ayrıca, ‘Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu’ tarafından web sayfasında, Vakıfta boşalan üyelik için 2010 yılı Ocak ayında Yüksek Danışma Kurulunca üye seçilen ancak süresi 8 Nisan 2010 tarihinde dolan kişinin açtığı dava sonucunda; ‘…Davacının halen davalı vakıf yönetim kurulu üyesi olduğunun tesbitine, Davacının iştirak ettirilmediği yönetim kurulu kararlarının geçersizliğine, bunun aksine davalılarca yaratılan muarazanın önlenmesine, dava dışı Hasan Yaman’ın vakıf yönetim kurulu üyeliğine seçilmesine dair davalı dernek kararının iptal edilmesine..’ karar verildiği üyelerimize duyurulmuştur.

Yeni seçilen Mülkiyeliler Birliği yönetimi, hukuka aykırı olan bu kararı hemen uygulamaya koymak için acele etmektedir. Oysa henüz kesinleşmeyen bu kararın uygulanmaya kalkışılması telafisi imkansız sonuçlara yol açacağı gibi temel hukuk prensiplerine de aykırıdır. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 367’inci maddesi ikinci fıkrasına göre; Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez’

Eski genel başkanlarımızdan, dekanımızından, şube başkanlarımızdan, Mülkiyeliler Birliği Dergisi Genel Yayın Yönetmeninden ve genel kurul tarafından seçilmiş değerli Mülkiyelilerden oluşan Yüksek Danışma Kurulunda iki defa tartışılan ve karar bağlanan bir konuda, hukuken çok tartışmalı bir bilirkişi raporuna dayanılarak verilen ve hukuka aykırı olduğu açık olan bu mahkeme kararı temyiz edilmeden tasarrufta bulunulması son derece yanlıştır.

Değerli Mülkiyeliler,

Mülkiyeliler Birliği’nde iki yıldır varolduğu ileri sürülen ‘kavga ortamı’nı sona erdireceğini ileri süren yeni yönetimin, gerekçeli kararı dahi henüz yazılmayan ve kesinleşmeyen hukuka aykırı bir kararı alelacele uygulamaya kalkışmasının bir sebebi olmak gerekir.

Evet, üç yıl önce Mülkiyelilerin çoğunluğu karşı çıkmasına rağmen hukuka aykırı olarak uygulanmaya çalışılan ‘yap işletelim’ projesine karşı çıkarak mevcut binalarımızın ve bahçemizin korunmasını sağlayan Vakıf Yönetim Kurulu üyelerinden bir an önce kurtulmak istenmesinin sebepleri Mülkiye kamuoyuna açıklanmalıdır. 

Bu konuyla çok yakından ilişkili olduğunu düşündüğümüz bir ceza davası hakkında da, tüm Mülkiyelilerin bilgi sahibi olması gerektiğini düşünüyoruz. Son duruşması dün yapılan bu dava, Mülkiye  kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla önceki yönetim tarafından yapılan bazı açıklamalarda şahsına iftira edildiği gerekçesiyle Mülkiyeliler Birliği eski başkanı Sayın Ali Çolak tarafından derneğimizin bir önceki yönetim kurulu başkan ve üyeleri aleyhinde açılmıştır. Ancak, bizim düşüncemize göre bu davanın esas amacı; 2009 yılında hazırlanan ‘yap işletelim’ projesinin uygulanmasına engel olanları bu tutumlarından vaz geçirmeye ve yıldırmaya çalışmaktır.

Davacı Ali Çolak iddiasının yersiz ve mesnetsiz olduğunu bildiği için duruşmalara katılmamakta, vekili tarafından da temsil edilmemektedir.

Gelenekten Geleceğe Grubunun seçimlerden önce İstanbul’da yaptığı toplantıda Ali Çolak bu davayı hakkında ‘müteahhitlerle çıkar birliği yaptığı’ iddiasında bulunulmuş olması nedeniyle açtığını ifade etmiştir. Biz hiçbir zaman böyle bir ifade kullanmadık ancak söz konusu projenin Mülkiye çıkarlarına ve hukuka aykırı olduğunu en başından beri yazılı ve sözlü olarak açıklamaya çalıştık. Bu konudaki görüşlerimizden dolayı aleyhimizde dava açılmış olması bizi yolumuzdan döndüremez. Nitekim bu projeyle ilgili görüşlerimizi hakkımızda dava açıldıktan sonra da açıklamaya devam ettik. En son 2 Mart 2012 tarihinde Birliğimizin web sayfasında yayınladığımız ve e-posta ile üyelerimize gönderdiğimiz duyurumuzda da  projenin eksik ve yanlış yönlerini sizlere anlatmaya çalıştık.

Kuşkusuz, ‘Yap İşletelim’ projesini yeniden canlandırmak isteyenler, bu amaçlarını gerçekleştirmek için uygun koşullar oluşmasını, bu işe karşı çıkanların sinmesini bekleyenler olabilir. Yeni yönetimin bu konularda basiretli davranacağını, geçmişte yaşanan hatalardan ders çıkaracağını ve hiç kimsenin vesayeti altında kalmayacağını umuyor ve bekliyoruz.

Mülkiyeliler Birliği Yönetimleri geçicidir ama Birliğimize ve Vakfımıza ait malvarlıklarını korumak bütün Mülkiyelilerin sürekli sorumluluğu altındadır. Dolayısıyla yönetimde olalım ya da olmayalım malvarlıklarımızı tehlikeye atan tüm girişimlerin karşısında duracağımızı ve böylesi çabaların aynen iki yıl önce olduğu gibi başarısızlığa mahkum olacağını yeni yönetime hatırlatmayı görev sayıyoruz.

Mülkiye kamuoyunun bilgilerine sunarız.
       
          Saygılarımızla.

Birlikte Yönetelim Grubu