Mülkiye Kamuoyuna


Değerli Mülkiyeliler,

Derneğimizin 43. olağan genel kurulunun üzerinden bir aydan uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen ne Kazan A.Ş.  konusunda ne de diğer konularda hiçbir olumlu gelişme sağlanamamıştır. Yeni yönetim seçimlerden önce yaptığı sözlü ve yazılı açıklamaları unutmuş görünmektedir.

17 Nisan 2012 tarihli T. Ticaret Sicili Gazetesinden edindiğimiz bilgilere göre Kazan A.Ş.’nin genel kurul toplantısı 8 Nisan 2012 tarihinde gerçekleştirilmiş, ancak Mülkiye kamuoyuna konuyla ilgili olarak hiçbir açıklama yapılmamıştır.

Şirketin son iki yıllık faaliyet sonuçları, bilanço ve mali tabloları bir an önce ilan edilmelidir.

Edindiğimiz bilgilere göre Şirket’in genel müdürü tarafından, tam da 1 Mayıs arifesinde uzun yıllardır Mülkiyeliler Birliğine emek veren iki çalışanımızın işlerine son verilmiştir. Kuşkusuz çalışanlarla ilgili bazı kararlar alınabilir. Ancak, bu işe, geçtiğimiz iki yıl boyunca Mülkiyeliler Birliği Başkanına, Dernek ve Vakıf yöneticilerine olmadık küfür ve hakaretler eden, Şirketle ilgili küçük bir eleştiri yazdığı için Mülkiyeli bir kadın arkadaşımızı ahlaksızca ifadeler kullanarak tehdit eden Şirket Müdüründen başlamak, öncelikle bu kişinin görevine son vermek gerekmez mi?

Kazan A.Ş., bu müdürün idaresinde nasıl bir başarı sağlamıştır ki, yüksek ücretler ödenerek kendisiyle çalışılmaya devam edilmektedir?

En küçük bir hata yaptıklarında Şirket çalışanlarını sürekli olarak azarlayan ve işten atmakla tehdit eden bu müdür değil mi?

Geçtiğimiz iki yıl boyunca Mülkiyeliler Birliği Başkanına, Dernek ve Vakıf yöneticilerine olmadık küfür ve hakaretler eden bu kişinin hâlâ Kazan A.Ş.’nde çalışıyor olması Mülkiyelilere yakışıyor mu?

Önceki yönetimi kavgacı olmakla eleştiren ve Mülkiyeliler Birliği'nde barış ve huzur ortamı tesis edeceğini ileri süren yeni yönetim, barış ve huzur ortamını bu kişilerle mi sağlayacak?

Mülkiyeliler Birliğinde 2010 -2011 yıllarında hepimizin şikayetçi olduğu olumsuz ortamın yaratılmasında çok büyük sorumluluğu olan işletme müdürü görevine devam ederken iki çalışanımızın işlerine niçin son verildiği Mülkiye kamuoyuna açıklanmalıdır.

Ayrıca, ‘Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu’ tarafından web sayfasında, Vakıfta boşalan üyelik için 2010 yılı Ocak ayında Yüksek Danışma Kurulunca üye seçilen ancak süresi 8 Nisan 2010 tarihinde dolan kişinin açtığı dava sonucunda; ‘…Davacının halen davalı vakıf yönetim kurulu üyesi olduğunun tesbitine, Davacının iştirak ettirilmediği yönetim kurulu kararlarının geçersizliğine, bunun aksine davalılarca yaratılan muarazanın önlenmesine, dava dışı Hasan Yaman’ın vakıf yönetim kurulu üyeliğine seçilmesine dair davalı dernek kararının iptal edilmesine..’ karar verildiği üyelerimize duyurulmuştur.

Yeni seçilen Mülkiyeliler Birliği yönetimi, hukuka aykırı olan bu kararı hemen uygulamaya koymak için acele etmektedir. Oysa henüz kesinleşmeyen bu kararın uygulanmaya kalkışılması telafisi imkansız sonuçlara yol açacağı gibi temel hukuk prensiplerine de aykırıdır. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 367’inci maddesi ikinci fıkrasına göre; Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez’

Eski genel başkanlarımızdan, dekanımızından, şube başkanlarımızdan, Mülkiyeliler Birliği Dergisi Genel Yayın Yönetmeninden ve genel kurul tarafından seçilmiş değerli Mülkiyelilerden oluşan Yüksek Danışma Kurulunda iki defa tartışılan ve karar bağlanan bir konuda, hukuken çok tartışmalı bir bilirkişi raporuna dayanılarak verilen ve hukuka aykırı olduğu açık olan bu mahkeme kararı temyiz edilmeden tasarrufta bulunulması son derece yanlıştır.

Değerli Mülkiyeliler,

Mülkiyeliler Birliği’nde iki yıldır varolduğu ileri sürülen ‘kavga ortamı’nı sona erdireceğini ileri süren yeni yönetimin, gerekçeli kararı dahi henüz yazılmayan ve kesinleşmeyen hukuka aykırı bir kararı alelacele uygulamaya kalkışmasının bir sebebi olmak gerekir.

Evet, üç yıl önce Mülkiyelilerin çoğunluğu karşı çıkmasına rağmen hukuka aykırı olarak uygulanmaya çalışılan ‘yap işletelim’ projesine karşı çıkarak mevcut binalarımızın ve bahçemizin korunmasını sağlayan Vakıf Yönetim Kurulu üyelerinden bir an önce kurtulmak istenmesinin sebepleri Mülkiye kamuoyuna açıklanmalıdır. 

Bu konuyla çok yakından ilişkili olduğunu düşündüğümüz bir ceza davası hakkında da, tüm Mülkiyelilerin bilgi sahibi olması gerektiğini düşünüyoruz. Son duruşması dün yapılan bu dava, Mülkiye  kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla önceki yönetim tarafından yapılan bazı açıklamalarda şahsına iftira edildiği gerekçesiyle Mülkiyeliler Birliği eski başkanı Sayın Ali Çolak tarafından derneğimizin bir önceki yönetim kurulu başkan ve üyeleri aleyhinde açılmıştır. Ancak, bizim düşüncemize göre bu davanın esas amacı; 2009 yılında hazırlanan ‘yap işletelim’ projesinin uygulanmasına engel olanları bu tutumlarından vaz geçirmeye ve yıldırmaya çalışmaktır.

Davacı Ali Çolak iddiasının yersiz ve mesnetsiz olduğunu bildiği için duruşmalara katılmamakta, vekili tarafından da temsil edilmemektedir.

Gelenekten Geleceğe Grubunun seçimlerden önce İstanbul’da yaptığı toplantıda Ali Çolak bu davayı hakkında ‘müteahhitlerle çıkar birliği yaptığı’ iddiasında bulunulmuş olması nedeniyle açtığını ifade etmiştir. Biz hiçbir zaman böyle bir ifade kullanmadık ancak söz konusu projenin Mülkiye çıkarlarına ve hukuka aykırı olduğunu en başından beri yazılı ve sözlü olarak açıklamaya çalıştık. Bu konudaki görüşlerimizden dolayı aleyhimizde dava açılmış olması bizi yolumuzdan döndüremez. Nitekim bu projeyle ilgili görüşlerimizi hakkımızda dava açıldıktan sonra da açıklamaya devam ettik. En son 2 Mart 2012 tarihinde Birliğimizin web sayfasında yayınladığımız ve e-posta ile üyelerimize gönderdiğimiz duyurumuzda da  projenin eksik ve yanlış yönlerini sizlere anlatmaya çalıştık.

Kuşkusuz, ‘Yap İşletelim’ projesini yeniden canlandırmak isteyenler, bu amaçlarını gerçekleştirmek için uygun koşullar oluşmasını, bu işe karşı çıkanların sinmesini bekleyenler olabilir. Yeni yönetimin bu konularda basiretli davranacağını, geçmişte yaşanan hatalardan ders çıkaracağını ve hiç kimsenin vesayeti altında kalmayacağını umuyor ve bekliyoruz.

Mülkiyeliler Birliği Yönetimleri geçicidir ama Birliğimize ve Vakfımıza ait malvarlıklarını korumak bütün Mülkiyelilerin sürekli sorumluluğu altındadır. Dolayısıyla yönetimde olalım ya da olmayalım malvarlıklarımızı tehlikeye atan tüm girişimlerin karşısında duracağımızı ve böylesi çabaların aynen iki yıl önce olduğu gibi başarısızlığa mahkum olacağını yeni yönetime hatırlatmayı görev sayıyoruz.

Mülkiye kamuoyunun bilgilerine sunarız.
       
          Saygılarımızla.

Birlikte Yönetelim Grubu


Şirketimizin Genel Kurul Trajedisi

Kazan A.Ş. Genel kurul toplantısının  yaptırılması için tüm hukuki yollara başvurulmuş ancak bugüne kadar olumlu sonuç alınamamıştır. En son 3 Nisan 2010 tarihinde yapılan toplantı denetçiler katılmadıkları için  sonuçlanmamıştır. Aşağıdaki adreste  görebileceğiniz fotoğraflar Mülkiyeliler Birliğindeki kavga ortamının sorumlularının kimler olduklarını açıkça göstermektedir.

Bilgilerinize sunulur.

http://www.mulkiye.org.tr/filesandimages/file/HUKUK/RKETMZN%20GENEL%20KURUL%20TRAJEDS.pdf

BİRLİKTE YÖNETELİM GRUBU SEÇİM DUYURUSU


Değerli Mülkiyeliler,
Mülkiyeliler Birliği Derneği’nin 43 üncü Olağan Genel Kurul Toplantısı çoğunluksuz olarak 25 Mart 2012 Pazar günü Saat 09.30’da Fakültemiz Aziz Köklü Salonunda yapılacaktır.
Mülkiye Topluluğuna hizmet etmek için birbirinden farklı mezun gruplarının seçime katılmak üzere hazırlık yaptıklarını görmek, halen yönetim görevini sürdürmekte olan Grubumuzu memnun etmektedir.
Seçimlerle ilgili görüş ve düşüncelerin açıklanması, toplantı ve görüşmelerin yapılması gibi konularda tüm grupların Mülkiyeliler Birliği olanaklarından eşit ölçüde yararlanabilmeleri amacıyla yayımladığımız duyuru daha önce bilgilerinize sunulmuştur.
Önümüzdeki genel kurulun Mülkiyelilere yaraşan bir ortamda, barış, kardeşlik ve huzur içinde gerçekleşeceğine inanıyor, Mülkiye Topluluğuna hizmet amacıyla seçime katılmak isteyen tüm kişi ve gruplara başarılar diliyoruz.
Bu çerçevede, Birlikte Yönetelim Grubu’nun geleceğe yönelik yaklaşımlarını da sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Mekteb-i Mülkiye’den bugünlere uzanan yolda 152 inci kuruluş yıldönümünü gururla kutladığımız Siyasal Bilgiler Fakültesi; yetiştirdiği bilim insanları, aydınlar, siyasetçiler ile devletin ve özel sektörün her kademesinde başarıyla görev yapan mezunlarıyla birlikte çok saygın bir kurumdur.
Tarihi boyunca aydınlanmanın öncüsü olan, hukukun üstünlüğünü, laik ve sosyal devlet anlayışını, çağdaşlaşmayı ilke edinen Fakültemiz mezunlarının 1946 yılında Ankara’da kurduğu Mülkiyeliler Birliği, siyasal ve kültürel hayatımızda özgürlükçü, demokrat ve devrimci bir gelenek yaratmıştır.
Bu gelenekten güç alan Mülkiyeliler Birliği, demokrasi, bağımsızlık, aydınlanma ve emek mücadelesinde her zaman ön saflarda yer almış, toplumsal hafızamızda önemli yeri bulunan olaylara ev sahipliği yapmış, despotik iktidarlara karşı çıkan aydınlar, devrimciler, siyasetçiler ve daha birçok muhalif için gerçek anlamda sığınak olmuştur.
Tarihi ve kültürel önemine rağmen Kızılay’ın merkezinde bulunan binalarımız ve bahçemiz, 2010 yılı öncesinde Dernek Yönetiminde bulunan “Gelenekten Geleceğe” Grubu tarafından “yenileme projesi” adı altında hukuka ve Mülkiye geleneklerine aykırı uygulamalarla yıkılmak istenmiş, ancak Mülkiye Topluluğunun gösterdiği büyük tepki sonucunda bu Grup seçimleri kaybetmiştir.
Bu gelişmenin ardından 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu çerçevesinde Kızılay’daki malvarlıklarımız koruma altına alınmıştır. Bu karar, yıllardır Ankara’da yaşayan insanların kentsel hafızasında yer eden mekânların kaybolmasını istemeyen pek çok Mülkiyeli ve Mülkiye dostunun kaygı ve endişelerini gidermiştir.
Ancak, seçimleri kaybetmeyi içlerine sindiremeyen bazı kişilerin Mülkiye Camiasında büyük tahribat yaratan faaliyetleri henüz sona ermemiş, koruma altına alınan binalarımızla ilgili yıkım projesini uygulama imkânları kalmaması nedeniyle bugünlerde herkesten daha çok “korumacı” kesilmişlerdir. Medya aracılığıyla yaptırdıkları yayınlarda; daha iki yıl önce yıkıp yok etmek istedikleri binalarımızı ve bahçemizi, bir “Gelenekten Geleceğe” mekânı olarak göstermeye çalışmakta ve bu şekilde Mülkiye kamuoyunu aldatabileceklerini zannetmektedirler.
Oysa, 2004-2010 yılları arasında 6 yıl boyunca Mülkiyeliler Birliğini bütün organlarıyla birlikte, tek başlarına dikensiz gül bahçesi olarak yöneten “Gelenekten Geleceğe” Grubuna mensup bazı kişilerin, çok önceki yıllardan beri sürekli olarak yönetimde bulunmak için, tıpkı bugünlerde olduğu gibi, aşırı derecede gayretli olmalarının gerçek sebepleri artık bilinmektedir.
Dernek, vakıf ve benzeri kurumlardaki yöneticilik görevleri herhangi bir karşılık beklemeksizin gönüllü olarak üstlenilir, birkaç dönem yapılır ve daha sonra da nöbet devredilir. Olması gereken davranış budur. Aşırı hırs ve makul şekilde açıklanamayan sebeplerle başkalarına hayat hakkı tanımayan kişi ve grupların kendi topluluklarında yarattığı tahribat ve zararların telafi edilmesi hiç de kolay değildir.
Değerli Mülkiyeliler,
Bugünlerde genel kurula hazırlanan gruplarca işbaşındaki Vakıf Yönetimi tarafından alınan 05.01.2012 tarihli kararın, haksız ve abartılı şekilde eleştiri konusu yapıldığı görülmektedir. Oysa, karar metninden açıkça anlaşılacağı üzere “restorasyon karşılığı kiralama” yöntemi en son başvurulacak seçenek olarak ifade edilmiştir.
İki yıl önce göreve gelen “Birlikte Yönetelim Grubu”, o dönemde henüz koruma altında bulunmayan binalarımız ve bahçemizi kentsel dokuya ve çevreye saygılı bir yaklaşımla onarmayı, bu amaçla bir onarım ve yenileme projesi yaptırmayı, bu projenin gerektirdiği finansmanı öncelikle kendi öz kaynaklarımızla sağlamayı seçim bildirgesinde taahhüt etmiştir.
Sosyal tesislerimizin işletmesini üstlenen Vakıf Şirketi Kazan AŞ’nin sahip olduğu gelir ve kârlılık potansiyelinin mevcut binalarımızın onarımı için gerekli öz kaynağı ve finansmanı yaratabileceğini sürekli olarak savunan Grubumuzun bu iddiası halen devam etmektedir. Yapmak istediğimiz bütün işleri, öncelikle kendi öz kaynaklarımızla ve kamu kaynaklarıyla finanse etmek konusunda iddialıyız.
Ancak, Birlikte Yönetelim Grubu’nun bu iddiasının gerçekleşmesi halinde Mülkiye Camiasında hiçbir itibarlarının kalmayacağını bilen eski yönetim mensupları, akla hayale gelmedik hileli yollara başvurmak ve hukuk sistemimizdeki zafiyetlerden yararlanmak suretiyle Kazan A.Ş. yönetimini iki yıl boyuncabloke ederek devretmemeyi başarmışlardır. Bu şekilde mevcut binalarımız ve bahçemizin özkaynaklarımızla onarılması iki yıl geciktirilmiş ve daha önce verdikleri zararlara ilave olarak bu konuda da büyük bir tahribat yaratmışlardır.
2007 yılından beri Kazan A.Ş.’yi yönetenler, Kızılay’ın merkezinde benzeri olmayan ve gerçekte çok kârlı olduğu bilinen sosyal tesislerimizin potansiyel kaynaklarını çok kötü yönetmekte ve israf etmektedir. Yasalara aykırı ve usulsüz işlemlerle gerçekleştirdikleri kayıp, kaçak ve sızıntılarla öz kaynaklarımızı işletmenin dışına çıkarmakta ve bu kaynakların Mülkiyelilerin ortak çıkarları için doğru ellerde kullanılmasını engellemektedirler.
Bu Grubun vergi yasalarına aykırı ve usulsüz işlemleri, Vakıf Denetçileri tarafından tespit edilerek inceleme yapılması amacıyla Maliye Bakanlığına bildirilmiş, ancak 2011 yılında yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanunla getirilen hükümler çerçevesinde Bakanlıkça vergi incelemesi yapılamamıştır.
Kazan A.Ş. yöneticileri, 6111 sayılı Kanunun getirdiği incelenmeme avantajından faydalanmak amacıyla 2008, 2009 ve 2010 yıllarında kayıt dışı bıraktıkları Şirket hâsılatı için düzeltme beyannamesi vermek suretiyle pişmanlık bildiriminde bulunmuşlar, Şirketin üç yıllık gelirlerinden bir kısmını Devletten ve Mülkiye kamuoyundan kaçırdıklarını kabul etmişlerdir.
Değerli Mülkiyeliler,
Önümüzde genel kurulda Yönetime talip olmak için hazırlık yapan kişi ve grupların halen iş başındaki yönetime ilişkin eleştirilerinin başında; “…Mevcut yönetim ile geçmiş yönetim arasındaki didişme ve kayıkçı kavgası nedeniyle hiçbir iş yapılmadığı …” şeklinde özetlenebilecek eleştiriler yer almaktadır.
Özellikle Dernekte olup bitenleri yakından izleme fırsatı bulamayan üyelerimizi yanıltmak amacıyla yapılan bu tür eleştiriler son derece yüzeysel ve haksızdır. Tam tersine, bir yandan hiç bir yönetimin karşılaşmadığı sorunlarla mücadele edilirken, diğer yandan da birçok etkinlik yapılmış, Sevgili Bilsay KURUÇ Hocamız için çok beğenilen güzel bir Armağan Kitap çıkarılmış, aynı zamanda ülkede yaşanan olaylar karşısında gerekli tepkiler gösterilmiştir.
İlgilenen üyelerimiz son iki yılda gerçekleştirilen etkinlikleri aşağıdaki linkte görebilirler.
Etkinliklerimizi yakından izleyen, beğenen ve devamını isteyen çok sayıda Mülkiyeli bulunduğu gibi bu faaliyetleri eksik bulan, eleştiren ve daha iyisini isteyen üyelerimiz de vardır. Bu son derece doğaldır.
Örneğin bu kadar zor şartlara rağmen sadece burs verilen öğrenci sayısı bile “hiç bir iş yapılmadığı” şeklindeki yüzeysel eleştirilerin ne kadar haksız olduğunu ortaya koymaktadır.
Birlikte Yönetelim Grubunun göreve geldiği 2010 yılı Mart ayında burs verilen öğrenci sayısı 47 idi. Binaları müteahhide devretmeyi planlayan o dönemin yöneticileri doğal olarak burs verilen öğrenci sayısını azaltmıştı. Görevi devraldıktan sonra yapılan ilk iş, çok kısıtlı kaynakların en önemli bölümünü burs ve sosyal yardımlara ayırmak oldu. 2010 yılında toplam 161 öğrenciye, 2011-2012 yıllarında ise 181 öğrenciye burs ve sosyal yardım veriliyor. Burs verilen öğrencilere yılda 1800 TL, sosyal yardım verilenlere ise yılda 700 TL ödeniyor.
Değerli Mülkiyeliler,
Derneğimizin faaliyetlerini geliştirmek ve daha üst noktalara taşımak açısından iyi niyetle, yapıcı bir yaklaşımla eleştiren, öneri ve katkı sağlayan üyelerimize teşekkür ediyor, bütün üyelerimizden aynı katkıları bekliyoruz.
Bu çerçevede, geçtiğimiz iki yılda yaşanan zorlu koşullarda yaptığımız çalışmalara ilave olarak, aşağıda sıraladığımız görevleri önümüzdeki dönemde gerçekleştirmek için sizlerden yetki istiyoruz.
·Başta emekli hocalarımız olmak üzere tüm hocalarımız ve mezunlarımızla beraber Mülkiyeler Birliği’nin, ülke gündemine ve sorunlarına kafa yoran, çözüm önerileri üreten bir kültür merkezi olma özelliğinin daha da geliştirilmesi,
·Fakültemizle samimi bağların sürdürülmesi, mezunlarımız ve üyelerimiz ile Mülkiyeliler Birliği arasında daha aktif ilişkiler kurulması,
·Mevcut binalarımızı, kent dokusuna saygı duyarak, bahçesi ve ağaçlarıyla birlikte korumak, yaşatmak, mevcut alanları gözden geçirmek ve yeniden düzenlemek suretiyle ihtiyaca göre ek kullanım alanları yaratılması, bunu yaparken, Mülkiyeliler Birliği’nin öz kaynaklarının artırılması ve bütün projelerimizin öz kaynaklarımız ve kamusal kaynaklarla karşılanmasına öncelik verilmesi,
·Koruma altına alınan binalarımızda restorasyon amacıyla geliştirilecek proje seçenekleri konusunda üyelerimizin görüşlerine, beğeni ve tercihlerine öncelik verilmesi,
·Selanik Caddesindeki binamızın; kültürel ve sosyal faaliyetlerimizin yapılmasına imkân verecek şekilde düzenlenmesi, içinde konferans salonu, seminer salonu, okuma salonu, müzik odası ve öğrenci toplulukları için çok amaçlı çalışma odaları bulunan bir MÜLKİYE EVİ haline getirilmesi,
·Bahçemizin yeni bir peyzaj projesiyle yeniden düzenlenmesi,
·Hiçbir bilgi, belge ve raporu üyelerinden gizlemeyen, şeffaf, hesap veren, üyelerinin geleceğini ipotek altına almayan bir yönetim olarak çalışılması,
·Mülkiyeliler Birliği Vakfına ait Kazan A.Ş.’ni devir aldıktan sonra, Şirketin çok düşük düzeyde kâr elde etmekten kurtarılması, Mülkiye projelerine kaynak yaratacak ölçüde verimli ve kârlı bir işletmecilik yapabilecek bilgi ve deneyime sahip başarılı bir yönetim yapısına kavuşturulması,
·Kazan A.Ş.’ye kiralanan sosyal tesislerde Mülkiyelilere yaraşır şekilde kaliteli hizmet sunulması ve uygun fiyatlar uygulanması,
·İstanbul Nakkaştepe ile Ankara İncek’te Mülkiyeliler Birliği’ne tahsis edilen Hazine arazileri üzerinde geliştirilen ve geliştirilebilecek projelerin öncelikler arasına alınması ve desteklenmesi,
·MÜYAP, Mülkiye Yönetim ve Araştırma Merkezi’nde daha aktif ve etkili çalışmalar yapılması,
·­Mülkiye mezunları ve öğrencilerinin uğradığı her türlü haksızlık, baskı, şiddet v.b.hukuksuz uygulamalara karşı çıkılması, üyelerimizin ve öğrencilerimizin desteklenmesi,
·Mülkiyeliler Birliği ve Vakfı’nın görsel malzemelerinin (fotoğraf, belge, ses kaydı vb) sistematik bir biçimde düzenlendiği ve kullanıcılara açık hale getirildiği bir Mülkiyeliler Birliği Belgeliği /Arşivi oluşturulması,
·Her geçen gün artan müze eşyaları ile zenginleşmekte olan Fakültemizdeki Mülkiye Müzesi’ne destek olunması.
Değerli Mülkiyeliler;
Yukarıda saydığımız görevleri yerine getirebilmek için sizlerden şimdiye kadar aldığımız katkı ve desteği sürdürmenizi bekliyor ve önümüzdeki genel kurulda Grubumuza güven tazeleyerek yetki vermenizi diliyoruz.
Ülkemizin ve Mülkiyeliler Birliği’nin sorunlarının çözümüne katkı sağlamak amacıyla birlik ve dayanışma ruhu içinde tüm zorlukları aşabileceğimize inanıyor, “Birlikte Yönetelim Grubu” olarak sizleri genel kurul toplantısına katılmaya ve Mülkiyenin bütün değerlerine sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Saygılarımızla.

                          BİRLİKTE YÖNETELİM GRUBU 

Mahkeme Kararı: Vakfı Temsile Yetkili Kişiler

Nasıl Bir Mülkiye ve Nasıl Bir Mülkiyeliler Birliği

Ceride-i Mülkiye’ye
Sayfalarınızda başlattığınız bu şimdilik son derece saygılı, camiaya yaraşır bir üslupla sürdürüle gelen platform için teşekkür ediyorum.
Yazılanlara fırsat buldukça göz atıyorum, faydalanıyorum. Emek verenleri de kutluyorum.
Ancak platformun kurgusunda gözden kaçmışkimi hususları -ki bence en önemlidir- belirtmeyi yaklaşık otuz yıldır Mülkiyeliler Birliğinin hemen her kademesinde göre yapmış, tartışmaları yakından izlemiş, içinde bulunmuş birisi olarak görev sayıyorum.
Kurgu öncelik sırasına göre şöyle olmalıdır:
Nasıl Bir Mülkiyeli?
Nasıl Bir Mülkiyeliler Birliği?
Nasıl Bir Siyasal Bilgiler Fakültesi?
Eğer görüş serdedecek Siyasal Bilgiler Fakültesi Mezunlarının hepsi kendisine otomatik olarak Mülkiyeli diyorsa / diyebiliyorsa mesele yok. Ancak seçimden seçime "Mülkiyelilik" hatırlanıyorsa, bu bizim ülke genelinde dört yılda bir seçimlerde yurttaşların                << SEÇMEN>> kimliğiyle oy kullanmalarından öte gitmiyor.
Mülkiyeliler Birliği'ne üye olmuş olan yaklaşık 10.000 Mülkiyeli var. Bunların hayatta olanları muhtemelen 8500 - 9000 civarında.(Son net rakamları bilmiyorum). Ancak Mülkiyeliler Birliğinin toplam gelirleri içerisinde üyelik aidatları yüzde kaç acaba?
Hatta görüş bildirecek olanlardan acaba Mülkiyeliler Birliğine üye olmayan da var mı?
Ayrıca düzenlenen pek çok sayıdaki etkinlikte katılımcı sayısında 40 sayısı aşılamıyor, 15- 25 kişi sınırında kalınıyorsa bu konuda çok uzun uzun konuşup bir çare bulunmalı.
Bizim ülkemizde en kolay iş yönetimde görev alanları acımasızca eleştirmektir.
Bu en azından benim tanıklık ettiğim son otuz yılın bütünü için geçerlidir.
Sağlıklı tartışmak için eksik olan ‘Nasıl Bir Mülkiyeli?’ sorusunun da yanıtlanması çok önemlidir.
Zira Mülkiyeliler Birliği adı üstünde Mülkiyelilerin Birliğidir. 
         Bir de her üç soru içtenlikle tartışılırken, 12 Eylül öncesi siyasi aidiyetler temelinden daha çok, günümüz gelişmeleri temelinde bir üslup kullanılmasına azami ihtimam gösterilmelidir.
İlk fırsatta genişçe görüş ve önerilerimi yazacağım.
Selam ve sevgilerimle.
                                                                 Serdar Şahinkaya

Sayın Sevilay Çelenk'in Açıklamaları Hakkında


Sayın Sevilay Çelenk’in Sayın Sudi Kocaimamoğlu’nun Ceride-i Mülkiye’de yayınlanan yazısına ilişkin açıklamalarını okudum. Çok üzüldüm. Kendisi benzeri bir açıklamayı daha önce bir korsan web sayfasında da yapmıştı.
Vakıfta yönetim kurulu üyesi olarak bulunduğu dönemde konulara vakıf olmadığını ifade eden Sayın Sevilay Çelenk’in yaptığı açıklamalardan şu anda da temel konularda yeterli ve doğru bilgilere sahip olmadığı açıkça görülüyor.
Sayın Çelenk yönetim kurulu üyesi iken kendisiyle iyi bir diyalog kurabilmiştik. İstifasından sonra kullandığı uslup son derece üzücü ve şaşırtıcı oldu.
Mülkiyeliler Birliğinde var olan gerginliğin seçim sürecinde daha da tırmandırılmasının onu da çok üzebileceğine ve Mülkiye Topluluğuna hiçbir yararı olmayacağına kuşku duymuyorum.
Bu aşamada bir açıklama yaparak kullandığı bazı ifade ve imalar ile yazısının tamamında ortaya koyduğu yaklaşıma bir yanıt vermem gerektiğini düşündüm.
Bilgilerinize sunuyorum.

                                                                İhsan Feyzibeyoğlu

1.) Mülkiyeliler Birliğinde son 3 yılda olup biteni doğru okuyabilmek için aşağıdaki hususların bilinmesi gerekir:
a) Mülkiye binalarının yenilenmesi için 2009 yılında hazırlanan ‘yap işlet devret’ projesi hem Mülkiye çıkarlarına hem hukuka aykırıdır.
Mülkiye çıkarlarına aykırıdır çünkü;
- Her yap işlet devret projesi maliyetin ve gelecekte elde edilecek gelirin iyi hesaplanmasını gerektirir. Bunlar yapılmadan sözleşme imzalanması yanlıştır.
- Avan proje uygulama projesine dönüştürülmeden, Mülkiye kamuoyuna sunulmadan ve  Belediyece onaylanmadan bir oldu bitti yaratılmak istenilmiştir.
- Müteaahhitlerin açıklamalarına göre inşaat bittikten sonra kendileri işletmeci olmayacaklardır. Bu nedenle proje ‘yap işlet devret projesi’ değil, ‘yap işletelim projesi’dir.
- Yeni binalarda Mülkiyeliler Birliğine tahsis edilecek alan 1.080.m2 olacaktı. Şu anda kullanmakta olduğumuz alan ise 2.800 m2 dir.
Proje hukuka aykırıdır çünkü Vakıf senedimiz ‘yap işlet devret’ modeline cevaz vermemektedir. Nitekim bu nedenle mahkeme projeyle ilgili yönetim kararlarını iptal etmiştir.
(Bu konuda daha geniş bilgi için: http://www.mulkiye.org.tr/?x=4&id=346 )
b) Daha da önemlisi kültürel değerleri ve Ankara için taşıdıkları önem binalarımızın ve bahçemizin korunmasını gerektirmektedir.
Bu nedenlerle Mülkiyeliler ve Mülkiye dostları yıkıma karşı çıkmışlardır.
21 Mart 2010 seçimlerini yukarıda özetlenen görüşleri savunan Birlikte Yönetim Grubu Mülkiye tarihinin en çok oyunu alarak kazanmıştır.
2.) 18.3.2010 tarihinde Vakıf tarafından yapılan açıklamaya göre yap işlet devret sözleşmesini imzalayan müteahhitlerden biri ‘….sözleşmeden çekilmiş ve Vakfımıza verilen 670.000 TL’lik teminat mektubunun iadesi ve Sözleşmeye dayalı olarak Vakfın da hiçbir hak ve alacak talebinde bulunmaması koşuluyla Vakıftan her ne adla olursa olsun hiçbir hak ve talep ve alacağının olmayacağını yazılı olarak taahhüt etmiştir.’
Yukarıdaki açıklamada bahsedilen yazılı taahhütname yaklaşık 6 ay süreyle ve bilinmeyen bir nedenle yönetim kurulu üyesi Bekir Haluk Yavuz tarafından vakıf dışında tutulmuş, talep edildiği halde yönetime sunulmamıştır.
Kendileriyle sözleşme imzalanan müteahhitler seçimlerden bir hafta sonra yeni yönetimi ziyaret ederek konuyla ilgili spekülasyonlardan rahatsız olduklarını, işe devam etmek istemediklerini, esasen binaların başkaları tarafından işletilmesinin kararlaştırılmış olduğunu açıklayarak teminat mektuplarının iadesini ve yapılan giderlerin ödenmesini talep etmişlerdir.
Müteahhitlerin işi yapmak istemediklerini açıklamalarından yaklaşık bir hafta sonra Koruma Kurulunca binalardan birisi tescil edilmiş, diğerleri koruma altına alınmıştır.
3.) Eski yönetim mensupları ilk günden itibaren Dernek yönetimi ile Vakıf yönetimi arasına bir set çekmeye, genel kurulda seçilen kişileri Vakıf işlerinden uzak tutmaya çalışmışlar, bu hususu 10 Nisan 2010 ve 22 Mayıs 2010 tarihlerinde yapılan Yüksek Danışma Kurulu toplantılarında açıkça ifade etmişlerdir. (Bu toplantıların metinleri için bakınız: http://www.mulkiye.org.tr/?x=1&id=453 )
Vefat eden bir üyenin görev süresini tamamlamak üzere 24 Ocak 2010 tarihinde Vakıf yönetim kuruluna seçilen  üyenin görev süresinin 9 Nisan 2010 tarihinde sona ermesi ve yerine 10 Nisan 2010 tarihinde yeni bir üye seçilmesi eski yönetim mensuplarının hesaplarını bozmuştur. Vakıf yönetim kuruluna fakültemiz kontenjanından seçilen üye belirleyici üye konumuna gelmiştir.
O üyenin 16 Nisan 2010 tarihli vakıf yönetim kurulu toplantısında teamüller doğrultusunda Dernek Genel Başkanı İhsan Feyzibeyoğlu’nun Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı seçilmesi için olumlu oy kullanması üzerine eski yönetim mensupları iki başlı bir vakıf yaratmaya kalkışmışlardır.
Daha önce çeşitli vesilelerle açıkladığımız üzere bazı Mülkiyelilerin ‘kavga, çekişme, didişme’ olarak isimlendirdikleri son derece yakışıksız durumun ortaya çıkmasının temel nedeni eski yönetim mensuplarının Vakıf yönetim kurulunda azınlık durumuna düşmeleridir.
4.) Önceki yıllarda Vakıf yönetim kurulunda azınlıkta ya da çoğunlukta olmak gibi bir tartışma yaşanmamıştır. Bu defa yaşanmasının nedeni uygulanması genel kurul kararıyla durdurulan ‘yap işletelim’ projesini canlandırmaktır. 

Eski yönetim mensupları bir yandan ‘yap işletelim’ projesini her ne pahasına olursa olsun uygulayabilmek için öncelikle koruma kurulu kararını iptal ettirmek üzere sahte bir yönetim kurulu oluşturarak idare mahkemesine başvurmuşlar, bir yandan da Dernek yönetimini zor durumda bırakmak ve istifaya zorlamak için çeşitli yollara tevessül etmişlerdir. 

5.) Hepsinden önemlisi bu kişiler binalar üzerinde söz sahibi olabilmek ve böylece ‘yap işletelim’ projesini uygulayabilmek amacıyla vakıf senedinde değişiklik yapmak istemişlerdir.
Vakıf senedinde değişiklik 2 hususla ilgili olarak gündeme gelmiştir.
Bunlardan birincisi Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Vakıftan Derneğe para aktarılmasını vakıf mevzuatına aykırı bulması nedeniyle Vakıf senedinde gerekli değişikliğin yapılmasıdır. Bu konuda ve senedin diğer bazı maddelerinde değişiklik yapılması gerektiğine inanıyoruz ve bu amaçla bir taslak metin hazırladık.
İkincisi ise senedin, binalar ve binaların gelirleri üzerindeki tasarruf yetkisiyle ilgili olarak düzenleme yapma yetkisini Vakıf ve Dernek yönetim kurullarına veren 3 üncü maddesinin, bu yetkiyi sadece Vakıf yönetim kuruluna vermek üzere değiştirilmesidir. Binaların asıl sahibi olan Derneğin devre dışı bırakılmasını ve dışlanmasını hiçbir iyiniyet sahibi Mülkiyenin kabul etmesi mümkün değildir.
Bu değişikliğe karşı çıktık. Eski yönetim mensuplarının değişikliği gerçekleştirebilmek için ısrarcı bir tutum takınmaları Vakıf yönetim kurulunda son derece seviyesiz ve çirkin tartışmalara yol açtı.
Mutabakat metni ile imza altına alınmış olmasına rağmen Kazan A.Ş. genel kurulunun engellenmesi diğer bir anlaşmazlık konusunu oluşturdu.
6.) Vakıf yönetim kurulunun fakültemiz kontenjanından seçilmiş olan üyesinin istifa etmesi üzerine 21.6.2010 tarihinde sahte yönetim kurulu tarafından, fakültemizin bir öğretim üyesi yerine, teamüllere aykırı olarak İletişim Fakültesi öğretim üyeleri arasından yönetim kurulu üyesi seçilen Sayın Sevilay Çelenk 16.9.2010 tarihinde Mutabakat Metninin imzalanmasını müteakip hukuken üye sıfatını kazanarak çalışmalara katılmıştır.
Kendisine Kazan A.Ş.’nin durumu ve Derneğin nakit ihtiyacıyla ilgili olarak bilgi ve belge verildiği halde bu konularda eski yönetim mensuplarıyla birlikte hareket etmiştir.
Asıl önemlisi ve yanlış olanı, Sayın Çelenk’in, diğer 3 üye ile birlikte, hazırladıkları yönetim kurulu kararını ve Vakıflar Genel Müdürlüğü Ankara Bölge Müdürlüğü’ne hitaben hazırlanan 14 ekim 2010 tarihli yazıyı imzalayarak Vakıf senedinde Derneği dışlamak amacıyla değişiklik yapılması teşebbüsüne katılmış olmasıdır. (EK:  )
Sayın Sevilay Çelenk, Dernek çıkarlarına açıkça aykırı olan bu işlemi, kendisini ve diğer yönetim kurulu üyelerini 7 Aralık 2010 tarihinde gönderdiğim aşağıdaki ileti ile uyarmış olmama rağmen yapmıştır:
‘….Kesinleşmiş ve imza altına alınmış bir karar var mı ki uygulamaya konulmasını gerekli ve zorunlu görüyorsunuz? İmzaladığınız kararların uygulanmasından kaçınıp, imzalanmamış, karar haline gelmemiş görüşlerin uygulanmasını gerekli ve zorunlu görmenizi nasıl izah edeceksiniz? 
Niçin şu andaki senette yer alan Vakıf ile Dernek araındaki ilişkilerin her iki kuruluşun yönetim kurullarınca hazırlanacak bir yönetmelikte gösterilmesi ilkesinden vaz geçip dernek yönetim kurulunu devre dışı bırakmak istiyorsunuz?  
Alınan kararların ve atılan imzaların bir değeri var ise Kazan AŞ'nde yönetim değişikliği yapılır, senet değiştirilinceye kadar Derneğin nakit ihtiyaçları karşılanır. 
Atılan imzaların bir değeri yok ise benim de söyleyecek sözüm yok. 
Saygılarımla,
İhsan Feyzibeyoğlu’
Mülkiye binaları üzerindeki tasarruf yetkisinin küçük bir çıkar grubu tarafından ele geçirilmesi amacını taşıyan bu teşebbüs akim bırakılmıştır.
7.) Sayın Sevilay Çelenk Vakıflar Genel Müdürlüğü Ankara Bölge Müdürlüğü’ne gönderilen yazıyı imzalamasından 10 gün sonra ‘gördüğü lüzum üzerine’ yönetim kurulu üyeliğinden istifa etmiştir.
İstifasıyla ilgili olarak aynı gün yönetim kurulu üyelerine gönderdiği iletide şu ifadeler yer almaktadır:
‘Vakif Yonetim Kurulu'nun Degerli Uyeleri,
Sizlere yonetim kurulu uyeliginden istifa etme karari aldigimi bildirmek uzere yaziyorum. Bu konudaki kararimin temel gerekcesi, yedi isimden olusan kurulda, karar alinmasi gereken durumlarda genellikle uce uc biciminde bir ayrismanin olmasi ve sonuc olarak benim oyumun/kanaatimin belirleyici bir oy/kanaat halini almasidir. 
Bu durumun -Vakif Yonetim Kurulu'nda maalesef mevcut olan ayrismanin gecmisine dair teferruatli bir bilgi sahibi olmamam nedeniyle- bana gereginden fazla bir sorumluluk yukledigini takdir edeceginizi umuyorum.
Uzerinde her iki tarafin (maalesef boyle bir taraflasma var) uzlasacagi, SBF'de gorev yapan, mevcut hukuki, teknik ve sair uyusmazliklarin bilgisine teferruatiyla vakıf bir docentin benim yerime Vakif Yonetim Kurulu'nda yer almasinin daha yapici bir rotada ilerlemek icin gercekten daha iyi olacagini umuyorum ve diliyorum.
Vakif Yonetim Kurulu uyeligimin fakultemizdeki idari gorevimle ayni gunlerde baslamasi  ve ILEF'te de her tur idari gorevde olan turden sıkıntılari fazlasiyla yasiyor olmamiz nedeniyle, Vakif'ta mevcut sıkıntıların asilmasi konusunda yardimci olamadigim hissiyati da bu kararimda etkili olmustur.
Istifa mektubumu yazili olarak da sizlere iletecegim. Yeni uyenin secimiyle ilgili olarak da oyumun belirleyici olmasini istemediginden, ancak Sayin Baskan ve Sayin Baskan Yardimcisinin her ikisinin de uzlastigi bir isme "evet" diyecegimi belirtmek isterim. Buradaki kararim, olmayacagini umdugum bir uce uc ayrismanin vuku bulmasi halinde, yukaride belirttigim nedenlerle yeniden karar verici bir konumda olmayi tercih etmememle iliskilidir.
Beni anlayacaginizi umuyorum. Her birinizi Vakif YK uyeligim sayesinde tanimis olmaktan onur duydum. Baska vesilelerle yeniden birlikte calisabilecegimizi, bir araya gelebilecegimizi umuyorum. 
Saygilarimla,
Doc. Dr. Sevilay Celenk Ozen’
Bu gerekçelerle ve büyük bir sorumsuzluk örneği vererek yönetim kurulu üyeliğinden ayrılan ve yönetim kurulunda bilerek kilitlenmeye yol açan kişi şimdi çok daha fazla mesai gerektiren genel başkanlık için adaylığını ilan etmiştir. Bir yıl önce dışlamaya, binalar üzerindeki hak ve yetkilerini yok etmeye çalıştığı Mülkiyeliler Birliği Derneği’nin genel başkanı olmak istemektedir.
8.) Genel başkanların 2010 yılı Temmuz ayında yayınladıkları bildiride vurgulandığı üzere Dernek Genel Kurulu’nda seçilen kişiler hem Dernek hem de Vakıf ve Şirket yönetimleri için görevli ve yetkili kılınmışlardır. Teamül budur.
Bu nedenle Mülkiyeliler Birliği Genel Başkanlığı’na aday olan bir bilim insanının yaptığı açıklamada aşağıdaki ifadelere yer vermesini son derece üzücü buluyorum:
‘..yeni “Mülkiyeli doçent” üyenin seçiminde gereken imzamı da bu -üçe üç- yapı içinde aynı isim etrafında bir uzlaşma olmadan vermeyeceğimi söyledim. Sayın Feyzibeyoğlu ile bir centilmenlik anlaşması yaptım yani. O öğlen yemeğinde bu uzlaşmayı sağlayacağına söz veren Sayın Feyzibeyoğlu, istifa ettiğimi diğer üyelere duyurduğumun ertesi günü, “yeni üyenin seçiminde benim imzamın gerekmediğini öğrendiğini” bildirdi bana. Bir önceki gün hiç telaffuz etmediği bu noktaya hemen ertesi gün vakıf olup beni haberdar etmesinin anlamını da anladım ve o tarihten sonra kendisiyle bir daha temas kurmadım.
Kendisinin tabiriyle ‘-üçe üç- yapı’ Dernek genel kurulunun iradesi ve teamül yok sayıldığı için  ortaya çıkmıştır. Doç. Dr. Sevilay Çelenk Özen’e yakışan tutum, ‘-üçe üç- yapı’yı veri kabul etmek değil, Dernek genel kurulu iradesi doğrultusunda hareket etmek olmalıydı.
Yemekte, kendi deyimiyle  bir “Mülkiyeli doçent”in, senedin konuyla ilgili maddesine göre ise ‘en az Doçentlik payesini kazanmış Mülkiyeli bir öğretim üyesi’nin seçiminde uzlaşma sağlanması için elimden geleni yapacağımı söylemiş olabilirim. Ancak o günkü koşullarda bunun için söz vermiş olmam mümkün değildir. Asıl önemlisi uzlaşma sağlandığı takdirde kendisinin oy vermesine gerek kalmayacağı açıktır. Bu nedenle ya da kendisine vakıf senedinin üye seçimiyle ilgili maddesinin yorumuna ve uygulanmasına ilişkin görüş bildirmem nedeniyle benimle bir daha temas kurmamış olması da anlaşılabilir bir durum değildir.
İstifasından sonra yerine üye seçimi, ya fakültemizin gösterdiği adayları eski yönetim mensuplarının, ya da onların gösterdiği adayları bizim kabul etmemize bağlıydı. Onlar fakültemizin gösterdiği adaylar için oy kullanmadılar. Biz onların aday gösterdiği hocamız Prof. Dr. Can Hamamcı için memnuniyetle oy verdik ama onlar büyük bir saygısızlık örneği sergilyerek hocamızın üye seçilmesini engellediler. Amaçları 2010 yılı Nisan ve Mayıs aylarında yapılan Yüksek Danışma Kurulu toplantılarında açıkça ilan ettikleri gibi Vakfı kilitlemek idi.
Sayın Sevilay Çelek görev yaptığı sürece ve istifa ederek bu amaca hizmet etmiştir. 21.9.2010 tarihli yönetim kurulu kararı ile Derneğin nakit ihtiyaçlarının karşılanmasına karar verildiği ve bu karar kendisinin de aralarında bulunduğu tüm üyeler tarafından imzalandığı halde Mehmet Ali Yılmaz’ın olumsuz tutumuyla Dernek ödemelerini yapamaz duruma düşürüldüğünde kendisine konuyla ilgili belge ve bilgi sunduğum halde ‘tarafsız’(!) kalmıştır. Buna karşılık yukarıda açıkladığım üzere Derneğin dışlanmasıyla ilgili vakıf senedi değişikliği konusunda ise en azından tarafsız kalması gerekirken imzasını atmaya çekinmemiştir.
9.) Sayın Çelen’in yazısında yer alan,
‘…O dönem yayılmaya çalışılan eski yonetim tarafgirligi iddiası da, katıldığım az sayıda toplantıda, açıkça haksız ve yanlış bulduğum için desteklemediğim bir iki karar, diğer bir deyişle, Feyzibeyoğlu’nun yanında yer almayıp, bağımsız kararlar oluşturuyor olmam nedeniyledir.’
ifadesi de gerçeği yansıtmamaktadır.
Yukarıda açıkladığım üzere, ‘açıkça haksız ve yanlış bulduğum için desteklemediğim bir iki karar’ olarak tanımladığı kararlar Derneği kısa vadede parasız bırakma, uzun vadede Vakıf ve binalarla ilgili konularda dışlama kararlarıdır. ‘bağımsız kararlar oluşturuyor olmam’ ifadesi ise anlaşılabilir nitelikte değildir.
10.) Hepsinden önemlisi Sayın Çelenk açıklamada yer alan,
‘Bu beş altı toplantıda bulunmadığınıza ve dilekçemi de görmeniz mümkün olamayacağına göre, size soylenen bütün bu yalanların kaynağı kimdir?Kafamı netleştiren şey de bu sorudur. Beş altı toplantıdan bu kadar yalan çıktığına göre, Sayın Çolak ve ekibi ile ilişkili yalan dolanın haddi hesabı olmayacaktır ve gördüğünüz gibi olmuyor da. Genel Kurul sürecini bize yakışan bir terbiye içinde sürdürelim istiyorum. Bunda ısrarlıyım, ama Birliği aşağıya çektikleri gibi her birimizi de aşağıya çeken bu tutum karşısında üyeleri bilgilendirmek de farz oluyor.’
ifadeleriyle seçimlere 1 ay kala hoşgörü ve tahammül sınırlarının dışına çıkmış, ‘yap işletelim’ grubuna dahil olduğunu açıkça ilan etmiştir.
Mülkiyelilerin önümüzdeki günlerde 43. genel kurulumuza daha fazla ilgi göstermelerini ve Mülkiyenin tüm değerlerine sahip çıkacak kişilerin adaylıklarını açıklamalarını umuyorum.
Saygılarımla.























Seçim Kampanyasında Fırsat Eşitliği

         Değerli Mülkiyeliler,
Derneğimizin 43. Genel Kurul toplantısına 4 hafta kaldı. Mülkiyeliler Birliğinde görev üstlenmek, Mülkiye Topluluğuna hizmet etmek için seçime katılma çalışmaları yapıldığını duyuyoruz ve çok memnun oluyoruz.
Geçen seçimler öncesinde de tartışılan seçimlerle ilgili görüş ve düşüncelerin açıklanması, toplantı  ve görüşmelerin  yapılması gibi konularda Mülkiyeliler Birliği olanaklarından tüm grupların yararlanmaları gerektiğini düşünüyoruz.
Bilgilerinize sunarız.
Saygılarımızla,

                                                           Mülkiyeliler Birliği Yönetimi


 Seçimlere Hazırlık Çalışmalarında Gruplara Sağlanabilecek Olanaklar 
1) Derneğimizin üye kayıtları sürekli olarak güncellenmektedir. Talep edildiği takdirde üye listeleri internet ortamında yayınlanmamak koşuluyla e-posta ile gönderilecektir.
2) Toplantılar ve benzeri çalışmalar için önceden tarih ve saati  bildirildiği takdirde yer tahsisi yapılabilecektir.
3) Üyelerimizin e-posta adreslerinin ve telefon numaralarının rızaları alınmaksızın üçüncü kişilere verilmesinin doğru olmayacağını düşünüyoruz. Ancak grupların seçim bildirgeleri web sayfamızda yayınlanabilecek, Birliğimizde adresleri bulunan mezunlarımıza ve üyelerimize e-posta ile gönderilebilecektir.

Mülkiyeliler Birliği'nin Binalara ve Projelere Dair Bir Açıklaması

         Değerli Mülkiyeliler,

Mülkiyeliler Birliği’nin Kızılay’daki binalarında tadilat yapılması ve bu binaların yenilenmesi amacıyla son yıllarda yapılan çalışmalarla ilgili olarak Vakıf Yönetim Kurulu Kararlarını ve dosyalarımızdaki belgeleri esas alarak hazırladığımız kronolojik açıklamayı ve 2009 yılında hazırlanan ‘Yap İşlet Devret’ projesi hakkında yaptığımız değerlendirmeyi bilgilerinize sunuyoruz.

Saygılarımızla,

                                                                   Mülkiyeliler Birliği Yönetimi


Mülkiyeliler Birliği'nin Bir Açıklaması

Yönetim Kurulu toplantılara katılmayan ancak zaman zaman karar örneklerini talep eden Bekir Haluk Yavuz tarafından Mülkiyeli isimli Facebook sayfasının sahibi E. Sabri Güler isimli kişiye verildiği anlaşılan 5 Ocak 2012 tarihli Yönetim Kurulu kararı adıgeçen sayfada aşağıdaki şekilde çarpıtılarak yayınlanmıştır:

‘Buyrun gider ayak bina yıktırmam diyip KAZAN A.Ş. ye olmadık maraza çıkartan ekibin (vakit kalmadı ya şimdide kamikaze nolursa olsun bir karara imza atacaklar) nasıl bir anlayışta olduğunun belgesi;
Mülkiyeliler Birliği Vakfı ,nın 05.01.2012 tarihli kararı aynen:
"Vakıflar Kanununun 12. ve vakıf senedimizin 9.maddeleri çerçevesinde, Mülkiyeliler Birliği binalarının bir bölümünün veya tamamının k...iraya verilmesi de dahil olmak üzere (restorasyon karşılığı) Kaynak sağlanması için girişimde bulunulmasına, karar verilmiştir.
(KİRACININ ADINIDA YAZSAYDINIZ TAM OLACAKTI)
proje bedava deyip 3 trilyon restorasyon bütçesinden karşılanması çok zor değil. Kiracımızda belli. Hükümet gibi önce yaz sonra oyna.’
İfade ve içerik olarak yayınlatanın ve yayınlayanın kapasiteleri ve akçeli konulara yaklaşım tarzları hakkında yeterince fikir veren bu açıklamada sözü edilen 5.1.2012 tarihli yönetim kurulu kararının 2.maddesi aynen şöyledir:
‘…
2) Binalarımız için Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü tarafından başlatılan ve bu ay sonuçlanması beklenen rölöve çıkarılması çalışmaları tamamlandığında 2863 sayılı kanun ve ilgili mevzuat çerçevesinde kamu kaynaklarından yararlanılması amacıyla gerekli başvuruların yapılmasına; Mülkiye Evi ile ilgili olarak Çankaya Belediyesi’nin projeye aykırı imalat nedeniyle yaptığı uyarılar ve halen büyük ölçüde atıl durumda olması da dikkate alınarak bu binamızın restorasyonuna öncelik verilmesine, kamu kaynaklarından yararlanma konusunda yapılmış olan çalışmalardan bugüne kadar somut bir sonuç elde edilememiş olması hususu da gözetilerek, Vakıflar Kanunu’nun 12 ve Vakıf Senedimizin 9 uncu maddeleri çerçevesinde, bir bölümünün veya tamamının restorasyon karşılığı kiraya verilmesi için girişimde bulunulmasına,
…’
Bilgilerinize sunuyor, 26 Nisan 2010 tarihinden itibaren sürekli olarak aynı nitelikte açıklamalar yaparak Mülkiye kamuoyunu yanıltmaya çalışan kişilere teessüf ediyoruz.
                                          Mülkiyeliler Birliği Yönetimi
                                                                                                                                                                                                             

Siz Olsaydınız Ne Yapardınız?

Eski yönetim mensupları ve onlarla birlikte hareket eden bazı kişiler Derneğimizin 42.genel kurulunda seçimi kaybetmelerini müteakip Mülkiyelilere e-posta gönderek, savcılıklara gülünç gerekçelerle suç duyurularında bulunarak ve Mulkiyeli isimli bir küfür sayfasında yayın yaparak Mülkiyeliler Birliği yöneticileri için bazıları aşağıda gösterilen bayağı, çirkin ve seviyesiz ifadeleri kullanmışlardır:

‘..Mulkiyeliler Birligi yeni yonetiminin uyelere donuk ilk aciklamasini, Genel Kurul oncesinde gelistirdikleri karalamaya, saibe yaratmaya donuk, kirici ve kirli propaganda diliyle yeniden karsilastigimiz icin uzulerek okuduk...Vakif Yonetimine donuk hukuk disi uygulamalari…Gercekleri saptiran bir duyuru ile gecmis yonetime camur atma girisimleri…nedeniyle genis bir aciklama hakkimizi daha sonraya birakarak… 10.04.2010 tarihinde yapilan Danisma Kurulu toplantisinda Ihsan Feyzibeyoglu Vakif Yonetim Kurulu karari ile Ali Riza Kocyigit'in tahliyesi amaciyla acilmis iki dava varken ve ortada baskaca da yeni bir Vakif karari yokken Ali Riza Kocyigit'i Birlik Yonetim Kuruluna cagirdigini ve davayi durusmaya girmeyerek muracaata birakmak konusunda anlastiklarini aciklamistir… Vakif Yonetim Kurulunca bu konuda alinmis baska bir karar yokken Birlik Yonetiminin Vakif Yonetim Kurulunun iradesini hice sayarak verdiysem ben verdim mantigi ile ben anlastim kime ne? demesi hem bir hukuk katliamidir, hem de Mulkiyeliler Birliginin geleneklerine aykiridir... Bu aciklama ile Birlik Baskani hem Vakif hukukunu cignedigini hem de suc isledigini ikrar etmektedir. Bu konuda hic bir yetkisi olmadigi halde Vakif Avukatina yazili olarak verdigi durusmalara girmemesi talimati da bunun belgesidir…Bu arada acikliga kavusmamis bir soru daha vardir. 'Yapilan anlasma', acilmis olan diger davayi (yani Ali Riza Kocyigit'in 1992 yilinda yaptigi tadilatlar nedeniyle binanin kullanilamaz hale geldigi iddiasina dayanan ve kazanilmasi halinde Ali Riza Kocyigit'in bina bedelini -yaklasik 2.000.000TL'yi- tazmin etmek zorunda kalacagi davayi da kapsamakta midir? …Eger boyleyse Vakif acikca zarara ugratilmaktadir ki, bunun hesabini Vakiflar Genel Mudurlugu sormasa bile her bir uyemizin soracagindan suphemiz yoktur…Birlik tarafindan yapilan aciklamada binanin, Ali Riza Kocyigit tarafindan duvarlarinin ortadan kaldirilmasi nedeniyle degil, kapi ve pencerelerin sokulmesi nedeniyle kullanilamaz hale geldigi imasinin altinda bu anlasma mi yatmaktadir? Birlik Yonetimi bu aciklama ile Ali Riza Kocyigit aleyhine acilmis davadaki iddialarimizdan vazgectigini mi beyan etmektedir? Acikca ve iddiayla soyluyoruz ki, bizim yonetimimiz doneminde sokulen bir tek kapi ya da pencere yoktur. Tespit yaptirildigi iddiasi da dogru degildir…yapilamayan tespit yapilmis gibi gosterilerek uyeler yaniltilmaktadir ve Ali Riza Kocyigit'in binaya verdigi zarar bu yolla kamufle edilmek istenmektedir... Ali Riza Kocyigit'in binaya verdigi zararin kamuflesinin akli bir izahi olsa gerektir. Bu rapor ortadayken o binayi kullanima acmak, Cafe M'in kullanima devam etmesine goz yummak ve hatta o binanin yan taraflarina masa yerlestirilerek bahce kismini kullanmaya devam etmek suca ve olasi cinayete ortak olmaktir... Olasi bir depremde ortaya cikacak can kaybina riza gostermek icin insanin gozunu baska bir hirsin burumus olmasi gerekir. Mulkiyeliler Birligi Yonetimi umariz boyle bir vebalin altina girmez… Birlik Baskani ve Birlik Yonetim Kurulunun asagidaki sorularimiza, sordugumuz sorularin iceriklerine uygun, dogrudan, tek tek yanit vermesini ve bu yanitlar konusunda uyelerimizin de bilgilendirilmesini bekliyoruz:..Ali Riza Kocyigit ile yapildigi soylenen anlasma binalarin kotu kullanimina iliskin davayi da kapsamakta midir? Birlik Yonetim Kurulu olarak Vakif hukukunu cigneyerek Mulkiye Toplulugu aleyhine boyle bir anlasmaya taraf olabileceginizi dusunuyor musunuz?... Birlik tarafindan yapilan aciklamada binanin, Ali Riza Kocyigit tarafindan duvarlarinin ortadan kaldirilmasi nedeniyle degil, kapi ve pencerelerin sokulmesi nedeniyle kullanilamaz hale geldigi imasinin altinda Ali Riza Kocyigit ile yapilan bu anlasma mi yatmaktadir? Birlik Yonetimi bu aciklama ile Ali Riza Kocyigit aleyhine acilmis davadaki iddialarimizdan vazgectigini mi beyan etmektedir? ... 1972 yilindan bu yana yasanmamis ancak sizin yonetime gelmenizle baslayan Vakif Birlik catismasina ne zaman son vermeyi dusunuyorsunuz? Tasfiye tamamlandigi zaman mi?... Bu kirli propanganda dilini ve karalama kampanyasini surdurmeyi dusunuyor musunuz? Yoksa artik yonetim oldugunuzu hatirlamanin zamani gelmis midir? … Tarafinizdan el konuldugu anlasilan Vakif karar defterini Vakfa ne zaman teslim edeceksiniz?... Mulkiye Toplulugunu ayristiran, bolen, dusmanlastiran bu tasfiyeci, dislayici tutumunuzdan vazgecmeniz, herkesi kucaklayan bir yonetim anlayisini benimsemeniz ve buna uygun bir dil gelistirmeniz halinde elimizden gelen her turlu katkiyi vermeye hazir oldugumuzu hatirlatir, Mulkiye Toplulugunun yararina olacak calismalarinizda basarilar diler, saygilarimizi sunariz. (26.4.2010 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
‘…sahip olmadıkları sıfat ve yetkileri kullanarak resmi defter ve resmi belge düzenlemiş, vakfın paralarına tasarruf etmişlerdir. Yetkisiz kişilerle resmi toplantılar yapıp diğer yönetim kurulu üyelerinin üyeliklerinin düştüğüne ve kararlar almışlardır… Vakfın bankalardaki hesaplarından para çekmişlerdir. Vakıf zararına işlemlerde bulunmuşlardır.’ (Sahte Belge Düzenlemek, Kullanmak, Zimmet iddialarıyla 15.6.2010 tarihinde yapılan ve takipsiz kararıyla sonuçlanan suç duyurusu.)
*
‘…şirket kasasından şirket yönetiminin haberi olmadan aldıkları parayı ve yine şirketimize ait cep telefonları, cep telefonu hatları, notebook bilgisayar ve ısıtıcıyı iade etmemekte ısrar eden, ayrıca istifa edip yerlerini kendilerine bırakmazlarsa hakkınızda suç duyurusunda bulunacağız şeklinde tehditlerde bulunan sanıkların yargılanarak cezalandırılmalarına karar verilmesini şirketimize ait sanıklar tarafından zaptedilerek alıkonulan defter ve belgelerin tarafımıza iadesini arz ve talep ederiz.’ (Görevi Kötüye Kullanma, Tehdit, Alıkoyma, Yetkisiz İş Yapma iddialarıyla 21.6.2010 tarihinde yapılan ve takipsiz kararıyla sonuçlanan suç duyurusu.)
*
‘Kına Gecemize bekliyoruz... Mülkiyelilere hizmet vermeye çalışan camianın kendi şirketi Kazan A.Ş. nin bahçesine sponsorlarla yaptırdığı tenteleri kaldırtan ve bunda emeği geçen başta İ.F, O.C, T.E. Ü.K ve ismini sayamadığımız konur sokakta terbiyesizlik vazifelerini yapan kişilerin bir yerlerine kına yakacağız... Bekleriz...’ (Mart 2011’de yayınlanmıştır.)
*
Ben akçalı işlere meraklı olsaydım, kapımda senin gibi 40 tane it beslerdim.(1.4.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
Mülkiyeliler Birliği resmi sitesinin de insanlara hakaret etmeyi kendine bir hakmış gibi gören beyefendi, eğer bir daha benim sorumluluğumdaki alanda öyle kabadayı gibi gelip şirketin resmi duyurularını yırtmaya kalkarsan o duyuruyu senin alnına asarım.’  (1.4.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
Şunu bilmeniz gerekir ki, bahçede kışlık kapatmalar için Mülkiyeliler Birliğinin tek kuruşu kullanılmamıştır. Ancak bu kapatmaları şikayet ederek söktürülmesini sağlayan alçaklar, Mülkiyeliler Birliğini yüz binlerce liralık zarar uğratmanın yanı sıra bir çok emekçinin ekmeğiyle oynamıştır.(4.4.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
 “ BİZE ÖZÜR DİLEMELERİNİ BEKLERKEN HALA DAVA AÇAN DEDİKODUCU VE İFTİRACILARA, CEVAP OLARAK BİR RESMİ BELGE DE KÜLTÜR ve TABİAT VARLIKLARI KORUMA KURULUNDAN……….”  …….TEMSİL ETTİĞİ KİTLEYİ UNUTUP ÇOCUKLARIN PEŞİNE TAKILIP İSPİYONCULUĞU MAHARET SANDINIZ……” (6.8.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
 ‘…BİRLİKTE YÜRÜTELİM GRUBUNA BANK ASYA LİGİNDE BAŞARILAR DİLİYORUZ.’ ( 8.8.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
 “İşte işgüzar başkan ve vekilinin gerçek yüzü…bu kadarına pes…16 ayda bir şey yapmayıp yediğiniz içtiğiniz 50.000 TL Lik faturaları ödeyin.. bir de peşkeş çekeceğiniz kişiye kaça kiraya vereceğinizi söyleyin …” (23.8.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
‘…son dakikaya kadar ettiğiniz ihanet yeminini size kullandırmayacağız … burası mülkiye. Burada alavere dalavere yapamayacağınızı ve mülkiye çatısı altında pis hesapların yapılmayacağını son ana kadar göreceksiniz’. (25.8.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
 “KORUMA KURULU İZNİ SONRASI ÇANKAYA BELEDİYESİNE YAPTIĞIMIZ BAŞVURUDAN 25 GÜN SONRA ZOR İZİN ALMAMIZI MÜTEAKİP MİLİS KUVVETLERİ OLAYI HABER ALIYOR, BİZE AŞAĞIDAKİ İZNİ VEREN AYNI MÜDÜR BU KEZ SANKİ ÜSTÜNE VAZİFEYMİŞ GİBİ … CÜCE DÜŞÜNCELİLERİN İSTEDİĞİ YAZIYI ÖZEL KURYEYLE YARIM GÜNDE DÜZENLEYİP AYAĞIMIZA YOLLUYOR…..”  (25.8.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
 ‘…BELEDİYE VE MİLİSLER ELELE.DOKTORLARIN GÜNDE HER YEMEKTEN SONRA 2 İHTAR ÇEKİP BİR DAVA AÇMAZSANDÜZELEMEZSİ...N DEDİĞİ BEYNİ İFLAS ETMİŞ ÇETE ELEMANLARI VE VEKİRLERİ DAHA SABAH GÖNDERDİKLERİ İHTAR YETMİYOR GİBİ BUGÜNDE 2. İHTAR GÖNDERMİŞ BULUNUYORLAR. YANİ GECE NÖBETÇİ VEKİRLERİ VAR BUNLARIN SANIRIZ. BELEDİYEDEN ALDIĞIMIZ İZNİ ANINDA MUHBİRLERİ İLE HABER ALAN ÇETE, ÇANKAYA HALK OYUNLARI EKİBİNDEN İMAR MÜDÜRÜNÜN SONRADAN DANK EDEN (?!) DÜŞÜNCESİYLE ALEL ACELE İLAVE KARARI ÖZEL KURYE İLE YOLLAMIŞLAR… BİZ İFLAS ETMİŞ, ELİ KANLI, KAN DAVASI PEŞİNDE KOŞAN YÖNETİCİLERİ, ONLARIN HACIYATMAZ VEKİLİNİ VE Bİ TANE İMAR MÜDÜRÜNÜ TANIMASAK NOLUR.. SADECE FİYAT ALACAĞIMIZ TESİSATÇILARI DAHİ KANGAL GİBİ TAKİP EDİP İHTAR YOLLAYAN KİŞİLER; ŞİRKETİMİZE BAZILARININ ORTALIĞI BATIRMASI NEDENİYLE TUVALET KAĞIDI, TUZ RUHU, YER BEZİ VS ALINMASI GEREKİYOR. ÇANKAYA BELEDİYE İMAR MÜDÜRÜ, HUKUKÇUSU VE ÇETENİN AVUKATI; ACABA BUNLAR İÇİN SİZDEN İZİN ALMAK GEREKİYORMU?’ (25.8.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
 ‘…SİZİN GİBİ DÜŞÜNEMEYEN VE KİRLİ BİR YAPIYA A-L-I-Ş-A-M-A-D-I-K VE T-A-N-I-M-I-Y-O-R-U-Z’’  (7.9.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
"…..kazan a.ş. kazan" sloganınız AKP iktidarının KAZAN - KAZAN politikasına ne kadar benzemektedir. Zaten şifrelerinizde 2023 değilmi?
KAZAN da KARA REJİM le ilgili yaptığınız tüm iftiraların karşılığını tek tek belge belge kamuoyuna sunduk. Hala anlaşılamamışsa kanunen yapacağımız başka birşey yok. KAZAN a KARA atarken kendi dibinize baktınızmı?
KARA DÖNEMLERİN, FAİLİ MEÇHULLERİN FİNANSÖRLERİ, KARA NIN NE DEMEK OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLMEKTEDİRLER. HALA AKLANAMADIKLARINDAN VE BAHTLARI DA KARA OLDUĞUNDAN DİPLERİNDEKİ KARADAN BİRİLERİNE ÇALMAKTA BEİS GÖRMEMEKTEDİRLER.’ (30 Eylül 2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
 “…KORUMA KURULUNDAN VE BELEDİYEDEN ALINAN İZNE RAĞMEN HALA TENTE SİSTEMİNİ ENGELLEMEYE ÇALIŞIYORLAR. KANUNLAR KARŞISINDA ACİZLİĞİNİZ KİŞİSEL İLİŞKİLERİNİZLE NEREYE KADAR GÖTÜRECEKSİNİZ. ACINACAK HALDESİNİZ. ENGELLEYEMEYECEKSİNİZ….’ ( 3.10.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
 “…bizim yaptıklarımıza sizin kirli ilişki ekibinizin hayalleri yetmez.’’ (5.10.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
 “…her tarafa çamur atmaktan çekinmeyen ekip…..hırsızlığın ispatı olacak davada hakim vakıf defterlerini getirin dediğinde neden davadan çekildiniz? Kuyruk acınız neydi…çömeziniz ve ekibiniz buyurun bakalım ahtapot kollarınızı uzatın….sizden kalamar çorbası olmaz. Kalamar nasıl terbiye edilir öğrenmişsinizdir. Kalamarı taşa kayaya vurmadan lezzeti mikrobu çıkmaz. Biz mutfakçıyız hoca. Bize yemek öğretmeyin :-))) ……siz mülkiye değil bundan sonra okul öncesi eğitim kurumlarına bile yönetici ve denetçi olamayacaksınız.” (6.10.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
“…ÇİRKİNLİK LAKABI BİREBİR SÖZLÜK ANLAMIYLA DİREK KADRONUZA YAKIŞIYOR…AMA RUHUNUZUN ÇİRKİNLİĞİNİ  ÇOK İYİ BİLİYORDU…ONURUNUZ VARSA O ÇİRKİNLERİN ALTINDA İCRAİ FAALİYET EYLEYİP RAKI İÇMEYİN. GELİN ENGELLEYİ…” (6.10.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
“…AKÇALI İŞLERE MERAKLI OLAN SİZLER GİBİ BEYNİ ORTAÇAĞDA KALMIŞ HALEN İNTERAKTİF BANKACILIKTAN HABERSİZ VE BEYNİ KÖTÜLÜĞE, KALİTESİZLİĞE, KARALAMAYA ÇALIŞAN KİŞİLERDİR.  BURDAN TEKRAR YAZIYORUZ. BUYRUN DENETİME GELİN. YERİNDE USULÜNE UYGUN ANCAK. DEFTER BELGE ÇALARAK DEĞİL. İSPAT ETMEZSENİZ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİNDE "HIRSIZ BİZİZ " DİYE BAĞIRIP İSTİFA EDECEKMİSİNİZ….SİZ SENDİKAYA GİRECEK İŞÇİLERİ BİR GECE ÖNCE TEK TEK ARAYIP GİRMEYİN YOKSA DİYE TEHDİT EDEN, BUGÜN BİLE EYLEMDEKİ İŞÇİLERE HALA HAKARET TEHDİT SAVURAN İHSANLI HANEDANIMI İŞÇİLERİMİZE SAHİP ÇIKTI. HADE ORDAN…. ÇOK KARLI DEDİĞİNİZ İŞLETME İŞÇİ HAKLARINI YİYEN, SİGORTASIZ İŞÇİ ÇALIŞTIRAN, ESNAFA TAKAN, BOZUK MALZEME KULLANAN ÇAYDAN BİLE PARA ALAN KAR ORTAĞINIZ ESKİ KİRACINIZ TARAFINDAN İŞLETİLEN İŞLETMELERDEKİ ÖRNEKLERMİDİR. ZATEN ONUNLA NASIL BİR KAR ORTAKLIĞINIZIN OLDUĞU YAKINDA ORTADA. BİZDE HERŞEY BELGELİ. BURASI ŞİMDİ ADAM GİBİ ÇALIŞIYOR….YANDAŞINIZ ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANI VE İMAR MÜDÜRÜ MAALESEF 2 BİRBİRİNE ZIT KARAR VERDİ.BUNLARDAN BİRİ DİREKT İZİN BİRİSİ SİZİN AHTAPOT HAMLENİZLE VE KİRLİ İLİŞKİLERİNİZLE ALINAN MUVAFAKATA BAĞLI İZİN. bU EYLEMDE ZATEN BURADAN ÇIKTI MUHTEREMLER. YAPTIĞINIZ BÜTÜN PİSLİKLER PATLADI…HIRSIZ YAKINDA BU SİNEMADA…’ (7.10.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
“…Şubat 2011 ayında davul zurna düğün ekibiyle geldiğiniz Genel Kurulumuz sırasında bu ...arkadaş personelini toplayıp "martta inşallah mülkiyedeyiz " derken neye güveniyordu ve hangi hakla bunu söyleyebiliyordu Mülkiye Vakfının hissedarı olduğu bir şirket orada mevcutken Muhterem Yönetim... Mülkiyenin işgalinin olup olmadığı, peşkeşin ne olduğu, tesislerin nasıl satılmak istendiği, kimin HIRSIZ olduğu, neden şikayetlerinizden bu arkadaşın nasiplenmediği, 4.000.000 TL ve 2007 yılından bu yana toplam tazminat ödemesi gereken kişinin davasından neden feragat edildiği, neden tahliye edilmediği, binanın neden koruma altına alındığı, o muazzam mücadelenizin sebepleri, Oyununuz o zaman ispatlanmış olacak. Bekleyin görün. Az kaldı reklamlardan sonra. Bu şoku atlatın…’ (8.10.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
 “AYAKLARINIZI KIRIP BU AKŞAM YOLLAYACAĞIZ DİYE TEHDİT EDEN AYILAR BURADAYIZ dendiğinde ÜYELERİMİZE AYI DENİYOR DİYE BAĞIRAN ZEVAT. . . .BU SÖZCÜK (AYI) TABİRİNİ KULLANANLAR HAKARET EDİYOR ÖYLEMİ. YARIN MAİLİNİZDE YAYINLANACAK…’  (15.10.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
 “ERGENEKONCU YÖNETİM ŞİMDİDE KORUMA KURULU İZNİNİ İPTAL ETTİRDİ … çıtı çıkmayan yönetim belediyeden sonuç alamayınca Ergenekon uzantılarıyla yine koruma kurulu izin vermesine rağmen bu kez koruma kurulu iznini iptal ettirmiştir. …” (25.10.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
‘BİRLİKTE YÜRÜTELİM GRUBUNUN İLERİ GELEN AVUKATI ….’ (27.10.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
 “önüne gelene çamur atan,küfür, hakaret ve saldırıdan çekinmeyen teşkilatın gözü kararmış bazı hatunları gecenin bir yarısı. . . olayları kadın haklarına çekmeye başlamıştır. Onursuzluğun cinsiyeti yoktur. Seviyeyi buraya taşıyan sizsiniz, indiğiniz yere kadar. “…kaçtığınız ine kadar … bataklıktan batmış insanların seviyeden bahsetmesi mümkün değildir.’
 “…dünyada en adi yöntemi kullanmaya başladınız…Onurunuz varsa istifa edin yoksada devam edin ama savaşı bari adam gibi yapın…beceriksizler şimdide kadınları salıyorlar üzerimize sırf bir yerlerine bir şey olmasın hanedanı korusunlar diye” (2011 yılı Ekim ayında  yayınlanmıştır.)
*
“. . .İNSANLARIN ADLİ SİCİLİYLE UĞRAŞIRKEN ÖNCE KENDİSİNE BAKMASI LAZIM. ÖZÜR DİLEME ERDEMİNDEN UZAK ÖN YARGILI HERKESE HAKARET EDEN VE 2 YILDIR HİÇBİR ŞEY YAPMAYAN BİRLİKTE YÜRÜTELİM GRUBU DIŞINDA BU GRUBA DESTEK VEREN KİŞİ VE GRUPLARA İKİ ÇİFT SÖZÜMÜZ VAR. . .’ (27.10.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
‘DAHA ÖNCELERİ BİR ÇOK ETKİNLİK YAPMASINA RAĞMEN ESKİ MÜSTECİRİN VERDİĞİ CÜZİ KİRA DAHİL 15-20 BİN TL GELİRLE YÖNETİLEN MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ; AYDA 50-60 BİN KİRA GELİRİ, KREDİ KARTI, SMS, KİTAP SATIŞI, PROMOSYON SATIŞI, BAĞIŞ, VS İLE GEÇİNEMEZ OLDU. ENFLASYONDA O KADAR ARTMADI. BİR KAÇAK VAR AMA TESİSATÇIDA ANLAMADI.’ (29.12.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
“…YA DA SİYASALDA HERKESİN GÖZÜ ÖNÜNDE BUYURUN HESAPLAŞALIM HER YERDE DENETİMİ VERDİĞİMİZ GİBİ ORADADA VERELİM  EĞER BUNLARI YAPMAYIP HALA BU İFTİRALARI ATMAYA DEVAM EDERSENİZ SİZİ HIRSIZIN ÖNDE GİDENİ İLAN EDECEĞİZ . . .CUMHURİYET BAYRAMININ İPTALİNDE GIKINI ÇIKARTMAYAN MÜLKİYENİN TALİHSİZ DÖNEMİNİN KARA YÖNETİCİLERİ BU BİLDİRİYİ DEĞİŞTİREREK İNSANLARIN KAFASINI KARIŞTIRARAK BİR YERE VARAMAZSINIZ AMA SİZ İSLAH OLMAZ BİR DERTSİNİZ.’ (30.10.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
 ‘…HADİ BAKALIM BAHÇEYİ SÖKTÜK BAŞINIZ GÖĞE ERSİN İHSANLI İMPARATORLUĞU HANEDANI. KENDİ ŞİRKETİNİZİ BATIRMAK İÇİN BU KADAR ÇABA SARF ETMENİZİN HESABINI, KİMLERE PEŞKEŞ ÇEKMEK İSTEDİĞİNİZİN AÇIKLAMASINI GENEL KURULA İNŞALLAH VERİRSİNİZ..’ (9 Kasım 2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
‘…Geldiklerinde yiyip içmekten bahseden yönetim 80.000 TL lik sadece KAZAN A.Ş. den yiyip içtiği gibi bunun 60.000 TL sini halen ödememiş... RAKI-BALIK grubu umarız hem kendi hemde danışmanlarının hesaplarını öder ve bunun hesabını genel kurulda verir.’ (23.12.2011 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
‘…Geçen seçim binaların yıkımını bahane ederek iktidara gelen BİRLİKTE YÜRÜTELİM grubu, yapacak bir şeyleri olmadığı gibi ahde vefa, bilgi, saygı, Mülkiyenin konumunu hiçe sayarak bu AKÇALI İŞLER türküsünü çok söyleyip nasıl birşey yapamadıysa ve kanun karşısında insanlara çamur atmanın hesabını nasıl verecekse bu yazıları ve bildirileri yazan arkadaşlarda bunun hesabını verecektir…Ekonomi, iktisad, Kamu ve Genel Muhasebe dersleri alıp mezun olmuş ve müfettişlik yapmış BİRLİKTE YÜRÜTELİM GRUBU ndaki bu kişiler bu hesapları görmedikleri yada görmek istemedikleri için; Cinderella masalındaki gibi 2 kiracısına öz evlat muamelesi yeteneklerinden hareketle…Kendi yediği içtiği 65.000 TL tutarındaki hesabı ödemediği gibi BİRLİKTE YÜRÜTELİM GRUBUNUN mülkiyeli olmayan gazeteci destekçileride çok kabadayıca ve utanma duygusundan yoksun biçimde ne alaka ise hesabı ödemeyeceğini hemde tehdit ederek söyleyebilmiştir.’ (27 Ocak 2012 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
‘Birlikte Yürütelim Grubunun hem en faal danışmanı hem yedek denetçisi arkadaşları neden ayrıldı dersiniz. Herkese çirkef atmaya çalışan bu grubun üyesinin paraya ilgisinin fazla olması ve son olarak aralarında para kırışmasından eksikpara alıp verneden tartışma çıktığı ve istifaya zorlandığını biliyormusunuz. Onlara sorun.’ (31.1.2012 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
‘Kendi duyurularınızda dahi Ticaret Hukuku derslerine konu olacak kadar sizin gibi geçmişi karanlık birine ders verebildiysek onur duyarız….Koskoca mülkiyenin sorunlarını çözmek, projeler gerçekleştirmek, oy veren vermeyen herkesi kucaklamakla görevli sizler bu camiaya sadece kan kustunuz….Elinizin kolunuzun uzunluğuna rağmen hiç bir şey yapamadınız…Çok gelişmiş teknoloji kullanıcısı olarak Üyeleri toplantıya çağırırken gündem göndereceğinize sizin işgal kuvvetlerinin günlüğü denebilecek paçavrada gerek insanlara bakış açınız, gerek insanların arkasından II. Abdülhamit tarzı jurnal ve istihbaratı nasıl körüklediğiniz ve ŞİRKETİ DEVRALIRKEN EROL BEYİN MÜDÜRLÜKTE NASIL ISRARCI OLDUĞU VE BU KONUDA GRUBUNUZDA NASIL TARTIŞMALAR YAŞANDIĞI ortadadır. Bugüne kadar Mülkiye Genel Kurulunun seçtiği bir başkan olduğunuz için yorum yapmadım ama siz kişi olarak muhatabım bile değilsiniz. Siz kendinize parayla tuttuğunuz .........lerle karıştırmayın.’ (1.2.2012 tarihinde yayınlanmıştır.)
*
‘1984 yılından itibaren Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nda Daire Başkanı, Banka ve Kambiyo Genel Müdürü ve Müsteşar yardımcısı olarak 1997 yılına kadar görev yapan değerli bürokratımız döneminde; (direkt başarı ödülü başkanımızın eserleri nedeniyle direk kendisini ilgilendirmektedir, diğerleride görev yaptım dediği karanlık türkiyenin tablosu)
yüzlerce faili meçhul cinayet ve suikastler,
işke...nceler,
batık bankalar(direkt başarı ödülü),
5 nisan 1994 dev devalüasyon(direkt başarı ödülü),
Ekonomik denge vergisi, Net aktif vergisi gibi aptalca vergiler(direkt başarı ödülü),
uğur mumcu cinayeti,
sivas madımak olayları,
gümrük birliği tavizleri(direkt başarı ödülü),
1. körfez savaşı,
Bahriye Üçok katledilmesi,
Eşref Bitlis suikasti,
hasan mezarcı,
dep in kapatılması,
engin civan olayları(direkt başarı ödülü),
Emlakbank olayları,(direkt başarı ödülü)
Türkbank olayları(direkt başarı ödülü)
Bankasya kuruluşu,(direkt başarı ödülü)
İslami sermayenin katılım bankası adı altında ülkeye yerleşmesi ve faizssiz bankacı lık yutturmacası (direkt başarı ödülü)
metin göktepenin katli,
özdemir sabancının öldürülmesi,
başbakan tansu çillerin 500 milyar örtülü ödenekten para çekmesi (direkt başarı ödülü),
selçuk parsadana 5.5 milyar örtülü ödenekten ödenip devletin dolandırılması (direkt başarı ödülü),
ülkenin en büyük kazası susurluk mercedesindekilerin yemlenmesi (direkt başarı ödülü),
bir daha umarız bu ülke ve bu halk sizin gibi insanların başarılarını görmez.’
(4.2.2012 tarihinde yayınlanmıştır.)

***
Mülkiyeliler Birliği Genel Başkanı ve arkadaşlarına bazıları yukarıda gösterilen  bayağı, seviyesiz ve çirkin ifadelerle saldıran ve saldırtanlar için hukuk yollarına başvurduk. Onlarla bıkmadan, yılmadan mücadele ettik, ediyoruz, etmeye devam edeceğiz.
Bu saldırıların bazılarına siz muhatap olsaydınız ne yapardınız?
‘Her yapılanı sineye çekmeliyim. En iyisi istifa edip gitmek. Bana ne Mülkiyelilerin binalarından? Mecbur muyum bunca hakarete katlanmaya’ der miydiniz ?
Özellikle ‘tarafların kavgasından, didişmesinden bıktık’ gibi eleştirilerle karşılaştığınzda:
Ne yapardınız?